Kamu Dünyasına Dair

2019’da Dolar Ne Olacak? Banka ve Uzmanların Dolar Kuru Tahminleri

Dövizin ama özellikle de doların, 2018 yılında yatırımcısını en çok şaşırtan, sürüncemede bırakan, güldüren ve ağlatan yatırım aracı olduğunu söylemek hiç de yanlış olmaz. Tüm dünyada değişmeye başlayan ekonomik alışkanlıklar, gelişmekte olan pek çok diğer ülkeyle birlikte, ama çok daha sert bir biçimde ülkemizde de para piyasasında dalgalanmalara sebep oldu. Elbette ekonomik gelişmeleri siyasi gelişmelerden ayrı değerlendirerek sağlıklı sonuçlar elde etmek mümkün değil. Son beş yıldır arka arkaya yaşadığımız yerel ve genel seçimler silsilesi, başkanlık sistemine geçişin yarattığı bocalama süreci, Suriyeli mülteci akını, kapsama alanı giderek genişleyen terörle mücadele uygulamaları ekonomik ve sosyal hayatımızda gerilim yarattı. Ekonomi üzerindeki olumsuz etkisi tüm bunlardan daha uzun sürecek olan ise, üretimde dışa bağımlılığımızın çok fazla olması.

Temmuz ayını 4,80 TL seviyesinde kapatan doların, ABD ile yaşanan bir dizi krizin ardından Ağustos ayının 13. günü aniden 6,86 TL’ye kadar yükselmesi, zamanında pozisyon alabilen yatırımcının yüzünü güldürürken, orta ve uzun vadede bir belirsizliği, daha doğrusu gergin bir bekleyişi de beraberinde getirdi. İş dünyası için ciddi bir sarsıntı yaratan bu yükselişin ardından dizi dizi iflaslar, konkordato talepleri gelmeye başladı. Tüm bunlara bir de üretimin yetersizliği eklenince enflasyon artışı da kaçınılmazdı. Ekonomi kurmaylarının açıkladığı bir dizi ekonomik kararlar ve Merkez Bankasının önlemleriyle, içinde bulunduğumuz Aralık ayı itibarıyla doların 5,12 TL seviyesine kadar gerilediğini gördük. Bu düşüş piyasalarda bir rahatlama ve istikrar sağlandığı izlenimi yaratsa da, Merkez Bankasının faiz düşüreceği beklentisiyle gerçekleştiği söylenen yükselme eğilimi, dünya piyasalarında değilse de ülkemizde doların 2019 yılında da öngörülemez bir yatırım aracı olmaya devam edeceği algısını güçlendiriyor.

Gelişmekte Olan Piyasalarda Bol ve Ucuz Para Dönemi Bitiyor

Çarkını çevirmeye devam edebilmek için dış finansmana ihtiyacı olan ülkeler için bol ve ucuz para dönemi bitiyor.

Dünyanın en büyük ekonomisine sahip olan ABD’de işlerin yolunda gitmesiyle birlikte:

  • Amerikan Merkez Bankasının (FED) varlık alımlarını durdurma kararı,
  • Ardından Avrupa Merkez Bankasının da (AMB-ECB) 2018 sonu itibarıyla varlık alımlarına son vereceklerini açıklaması, Türkiye’nin de içinde bulunduğu gelişmekte olan ekonomiler için kötü haber.

Bir de üstüne FED’in faiz artırma kararı gelince, gelişmekte olan piyasaların eskisi gibi kolay dış finansman bulamayacakları, bulduklarında ise bunun onlara çok daha pahalıya mal olacağı anlaşılıyor. Şimdiye kadar aldığı kredileri verimli değerlendiremeyen, üretime yönlendiremeyen ülkeler için en azından 2019, pek de kolay geçecek gibi görünmüyor.

Haziran ayında Avrupa Merkez Bankasının:

  • Aylık 30 milyar Euro olan  tahvil alımını Ekim, Kasım ve Aralık aylarında kademeli olarak 15 milyar Euro’ya düşüreceğini ve 2018 sonunda da tamamen bitireceğini, mevcut faizlerin ise 2019 yazına kadar sürdürüleceğini açıklamasının ardından Euro/Dolar paritesi 1,1851’den 1,1632 seviyesine gerilerken, Dolar/TL kuru 4,62 seviyelerinden 4,68 seviyelerine yükseldi.

Bu global gelişmeler karşısında alacağı pozisyonu 7 Haziran’da düzenlediği para politikası toplantısında açıklayan T.C. Merkez Bankası ise:

  • Yıllık enflasyonun üzerindeki yükseltici etkilerin devam edeceği beklentisinden hareketle, %17,75’e çıkan faizlerin bundan sonra da yüksek devam edeceğinin işaretini verdi. Bu işaret piyasalarda bir miktar rahatlamaya sebep oldu. Fakat hala, özellikle iş dünyasında faiz artışının geri çekileceğine yönelik endişenin sürdüğünü söyleyebiliriz.

2019 Dolar Tahminleri

Dünya ekonomisinde meydana gelen gelişmelerin tamamı, Türkiye’nin ithalat ve ihracatı, kredi koşulları ve tabii döviz kuru üzerinde de belirleyici oluyor. Son yıllarda karşılaştığımız gelişmeler ise piyasaların hiç de aşina olmadığı ve sadece ticaret savaşlarıyla açıklanamayacak kadar farklı bir boyutta seyrediyor. Aynı anda hem petrolün hem de gelişmiş borsaların, hatta son yıllarda yatırımcıların en fazla rağbet ettiği sanal paraların bile değer kaybettiği bir dönemden geçtik. Piyasaların gelecek vizyonuna göre pozisyon aldığı kuramından yola çıkarsak, dünya ekonomisindeki bu gerilemenin bir savaş ya da kriz beklentisinden mi kaynaklandığı sorusu karşımıza çıkıyor.

Ağustos ayındaki ani ve keskin çıkışıyla yatırımcısına yüksek bir kazanç sağlayan dolar, çıkışın devam edeceğini düşünerek alım yapan yatırımcıyı da zarara uğrattı; Ağustos-Aralık arası değer kaybı yaklaşık 2 TL.

Gerek küresel piyasalardaki belirsizlikler gerekse iç siyasetteki çalkantılar:

  • 2019 Mart ayındaki yerel seçimlere kadar devam edeceğine yönelik işaretler, bireysel yatırımcıyı dolara temkinli yaklaşmaya zorluyor.
  • Nitekim, 3 Aralık’ta doların yeniden yükselmeye başlaması ve serbest piyasada 5,45 TL seviyesine kadar çıkması kafalardaki soru işaretlerini artırdı.

Uzmanlara göre dolar kurundaki bu çalkantının nedeni:

  • Brent petrolün yeniden yükselişe geçmesi,
  • TL mevduatlarına uygulanan stopaj avantajının kaldırılması ve
  • TCMB’nin Aralık ayında politika faizinde indirime gideceği yönündeki söylentiler.

Hatırı sayılır ekonomistler arasındaki yaygın kanaat, 2019 yılında doların küresel çapta değer kaybedeceği yönünde.

Goldman Sachs’ın:

  • Amerikan ekonomisindeki yavaşlamaya ve dünyanın geneline hakim olan ekonomik atmosfere dayanarak yaptığı 2019 dolar tahmini de düşüş öngörüyor.

Morgan Stanley FX stratejisi global yöneticisi Hans Redeker:

  • Amerikan Doları’nın zayıflamayı sürdüreceği görüşünü paylaştı.

Öte yandan:

  • Türk Lirası karşısındaki diğer tüm yabancı paralar içinde en oynak seyri gösteren dolar, kelimenin tam anlamıyla piyasa oyuncularının endişelerinden besleniyor.
  • Güçlü ekonomilerin paraları karşısında pek de dik duramayan dolar, diğer tüm gelişmekte olan ülke paralarına karşı da aynı psikolojik etkiye sahip.
  • Ama 2018 yılındaki en büyük ve sert dalgalanma Türk Lirası’nda yaşandı. Bu da piyasaların güçlü ve kararlı bir ekonomik programa ihtiyaç duyduğunun bir işareti.

Yatırımcı, ekonomi yönetimine ve siyasete güven duymak istiyor. İki ülke arasındaki en ufak bir gerginlik, paranın seyrini etkileyecek en ufak bir söylenti bile piyasalarda tsunami etkisi yaratabiliyor. Tabii bunda ABD Başkanı Trump’ın Asya ülkelerine karşı başlattığı ticaret savaşının da etkisi var. Asya ülkelerinin sürekli bir ticari ambargo tehdidi altında bulunmaları, gelişmekte olan ülke ekonomilerinin hareket alanını da daraltıyor.

2019 Kısa Vadede Dolar Tahminleri

Dünyanın en önemli kalkınma bankalarından Goldman Sachs, 2019 yılı genelinde doların düşüş kaydedeceği yönündeki görüşünü yinelemekle birlikte, 2018 sonuna doğru ya da 2019’un ilk aylarında bir miktar yükseliş göstermesinin mümkün olabileceği şeklinde bir açıklama yaptı.

Kurumun bu tahminini dayandırdığı gerekçeler ise:

  • FED’in faiz artırımına devam edeceğini açıklaması,
  • ABD dışında kalan ekonomilerdeki durgunluk ve
  • Riskli varlıklardaki çıkışın bir süre daha devam edebilecek olması.

Uluslararası redi derecelendirme kuruluşu olan Fitch ise, Eylül ayında yaptığı değerlendirmeyi 5 Aralık’ta güncelleyerek, 2018 sonu için Dolar/TL beklentisini 5,80 olarak açıkladı.

Ayrıca:

  • 2019 dolar tahmini Fitch tarafından 5,90 TL,
  • 2020 sonu için ise 6,00 TL olarak değiştirildi.

2019’un ikinci yarısına kadar Türkiye’deki politika faizlerinde  bir indirim beklemediklerini belirten Fitch analistleri:

  • Belirsizliğin hala devam ettiğini fakat buna rağmen Türk Lirası hakkındaki görüşlerinin hafif şekilde güçlendiğini, enflasyonun yüksek seyredeceği tahminlerine dayanarak da büyüme tahminlerini düşürdüklerini raporlarına ekledi.

Tüm bu gelişmeler ışığında, Mart ayındaki yerel seçimlere kadar doların seyrinin yine dalgalı ama yukarı yönlü olacağı söylenebilir. Yine de bu konuda daha sağlıklı bir tahmin yürütebilmek için, 2018 yılı son çeyrek verilerinin açıklanmasını beklemek isabetli olacaktır.

2019 Orta Vadede Dolar Tahmini

Gerek küresel gerekse bölgesel belirsizliklerin gölgesinde, doların gidişatı ile ilgili kısa vadeli tahmin yapmaktan bile imtina eden ekonomistler için orta ve uzun vadeli tahminde bulunmak çok daha güç görünüyor.

12 Aralık’ta yapılacak olan FED toplantısının ardından 13 Aralık’ta PPK toplantısı yapılacak. Yatırımcılar, FED toplantısında faiz artışı yapılsa bile, aynı toplantıdan 2019 için beklenen 3 faiz artışı sayısının 2’ye ineceği yönündeki kararın da çıkmasını bekliyor. FED gerçekten de böyle bir açıklama yaparsa, 1 gün sonraki PPK toplantısından da Merkez Bankasının faiz indirimi kararı çıkacağı söyleniyor. Son günlerdeki çalkantıya bakılacak olursa, Merkez Bankasının politika faizini düşürmesi halinde dolar kurunda çok daha büyük ataklar olacağını düşünen iç piyasa, bu beklentiyi satın almış görünüyor.

İçerideki gelişmelerde ise:

  • Orta vadede dolar üzerinde etkili olabilecek en önemli aktivite, Mart ayındaki yerel seçimler. Mart’a kadar geçen süre, seçim ekonomisi atmosferinde ve oldukça gergin geçecek. Partilerin özellikle 3 büyük şehir belediye başkanlığı için seçeceği adaylar, parti ittifakları, son günlerde 5 yıl aradan sonra yeniden gündeme getirilen Gezi olaylarıyla ilgili soruşturmalar da para piyasasını etkileyebilecek potansiyel iç olaylar.

Doların, Ağustos ayındaki keskin yükseliş sonrası düşüş trendine girerek 5,12’lere kadar gerilemesinin yarattığı rehaveti ve uluslararası finans kuruluşlarından düşüşün devam edeceğine yönelik açıklamaların arka arkaya gelmesini hayra yormayan ekonomistler de var. Onların fikrine göre, hala düşük sayılabilecek seviyedeyken, sepette makul bir miktar dolar bulundurmakta fayda var.

2019 Uzun Vadede Dolar Tahmini

2019 yılı, doların seyri hakkında neredeyse ABD’nin bile tahmin yürütemeyeceği bir yıl olacak gibi görünüyor. Nitekim, FED’in New York şubesi başkanı John Williams’ın, FED Başkanı Jerome Powell’ın açıklamalarıyla çelişen yorumları, FED’in de aslında 2019’da ne yapacağını bilmediği yorumlarına ve piyasalarda sert dalgalanmalara sebep oldu.

Katıldığı bir panelde faiz artışıyla ilgili soruları yanıtlayan Williams:

  • Amerikan ekonomisinin gücünü koruduğunu ve büyümenin devam etmesi için gereken şartların hala mevcut olduğuna işaret ederek kademeli faiz artışını, büyümenin sürdürülebilir olması için en iyi seçenek görmeye devam ettiğini söyledi.
  • Williams FED’in para politikasını verilere bağlı kalarak sürdürmeye devam edeceğini vurgulayarak, FED yetkililerinin para politikasının ne zaman değişeceğine henüz karar vermediğini de sözlerine ekledi.

Öte yandan:

  • FED başkanı Jerome Powell’ın Kasım ayının sonunda yaptığı açıklamalar, gelecek yıl FED’in faiz artırımlarına ara verebileceği şeklinde değerlendirilmiş ve bu iyimserlik borsada hızlı bir yükselişe sebep olmuştu.

Kurda ve enflasyonda istikrarın sağlanması için yüksek faizin kalıcı olması gerektiğini savunan ekonomistler, TCMB’nin faizleri düşürmesi halinde ekonomik göstergelerin istenen seviyeye ulaşamayacağı görüşünde hemfikir. Spekülasyonlara son derece açık ve hassas olan kur da bu belirsizlik içinde girdiği 2019’da, özellikle küçük yatırımcı için riskli bir enstrüman olmaya devam edecek gibi görünüyor.

Dünyanın en çok takip edilen ekonomi kanalı Bloomberg’in Mayıs ayında yayınladığı bir makale, yatırımcıların uzun vadeli dolar projeksiyonları için önemli ipuçları barındırıyor.

Küresel büyümenin önündeki engellerin sıralandığı bu listede:

  • Amerika’nın İran ve Suudi Arabistan ile ilişkilerine bağlı olarak petrol fiyatlarındaki artış riskine de yer verilmiş.
  • Küresel anlamda borçların rekor seviyelere ulaştığı ve 142 trilyon dolardan 250 trilyon dolara ulaştığı belirtilen makalede, Avrupa Birliğinin 3. büyük ekonomisi olan İtalya’nın da 2,4 trilyon Euro ile borçlu ülkeler arasında yer aldığına dikkat çekiliyor.
  • Doların 2019’daki hareket yönüyle ilgili diğer önemli bir saptama ise, Amerikan ekonomisinin devam edeceği öngörülen yüksek faiz politikası sayesinde doların artık evine döndüğü şeklinde.

Dolayısıyla uzun vadede doların ne yöne gideceği, birbirinden bağımsız gibi görünen çok sayıda bileşeni olan çok bilinmezli bir denklem. Kısa ve orta vadede olabilecekleri az çok kestirebilmek için gereken donelerin pek çoğu elimizde. Ama uzun vade hakkında tahmin yürütebilmek için çok daha fazla veriye ihtiyacımız var. Dolarla ilgilenen yatırımcının 2019 yılı boyunca tüm dikkati birtakım politik ve askeri gelişmelerin sonuçları, merkez bankalarının pozisyonları, finans kurumlarının davranışları ve elbette liderlerin birbirlerine karşı tutumları üzerinde odaklanacak. Hazine ve Maliye Bakanlığının güçlü ve kararlı bir şeklide kendi hazırladığı ekonomi paketine sadık kalması ve Merkez Bankasının piyasa koşullarının gerektirdiği şekilde ve bağımsız olduğunu hissettirecek kararlı tutumu da doların yönünü çizen etkenler arasında olacak.

TCMB 2019 Yılı Para ve Kur Politikası Metnini Yayımladı

Piyasa aktörleri Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasının internet sitesinde 5 Aralık 2018 tarihinde yayımlanan “2019 Yılı Para ve Kur Politikası Raporu”nda:

  • Kurumun temel amacının fiyat istikrarını sağlamak olduğu ve bunun için de finansal istikrarı gözetmeye devam edeceği vurgulanıyor.
  • Raporun ayrıca para politikası kararlarının enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer tüm unsurlardaki gelişmeler dikkate alınarak oluşturulduğu belirtiliyor.

Raporda asıl dikkat çekici olan bölüm ise:

  • “Enflasyon hedefinin hükümet ile varılan mutabakatla uyumlu olarak % 5 seviyesinde korunduğu” cümlesi. Bugün %25 seviyesinde olan ve Yeni Ekonomik Paket’te (YEP) ise %15 olmasının hedeflendiği enflasyonu kademeli olarak orta vadede tek haneli rakamlara ve uzun vadede de %5’e yaklaştıracak bir para politikası izleneceği belirtiliyor.

Geçmişte olduğu gibi 2019 yılında da döviz piyasasının sağlıklı çalışması ve döviz likiditesinin dengelenmesi için, döviz arz ve talep gelişmelerinin yakından takip edilerek gerekli önlemlerin alınmaya devam edileceğinin belirtildiği metinde, piyasa koşulları uygun olduğu sürece rezervleri artırma politikasının da devam ettirileceği vurgulanıyor.

Metinde 2019 yılı için:

  • Yukarı yönlü risk unsurları arasında küresel ekonomik gelişmeler, ticaret savaşlarına dair kaygılar ve gelişmekte olan ülke varlıklarına yönelik risk iştahındaki oynamaların da ön sırada yer aldığına dikkat çekildikten sonra TCMB’nın elindeki politika araçlarını en etkin şekilde kullanmaya devam ederek fiyat istikrarını sağlamaya çalışacağı vurgulanıyor.
  • Metinde 2019 yılına dair bir kur tahminine rastlamıyoruz. Asıl hedefin fiyat istikrarı olduğu, nominal ve reel döviz kuru hedeflemesinin olmadığı fakat döviz hareketlerindeki olası istikrarsızlaşmaya da kayıtsız kalınmayacağının altı çiziliyor.

Piyasa aktörlerinin 2019 merkez bankası dolar tahmini rakamlarını bulmayı umut ettikleri 2019 Yılı Para ve Kur Politikası metninin piyasalarda nasıl bir karşılık bulacağını söylemek için henüz erken. Merkez Bankasının bağımsız hareket edemediği ile ilgili kaygılar ortada dururken bir de tahmin yapmaktan kaçınması muhtemelen belirsizlik algısını güçlendirecek ve yerel seçimlerin yapılacağı 2019 Mart ayına kadar dolarda sert iniş ve çıkışlar görmeye devam edeceğiz.

Toparlamak gerekirse:

  • Enflasyon verilerinin açıklanmasının ardından, Merkez Bankasının faiz indirimine gidebileceğine yönelik çıkan söylentiler ve uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarından gelen uyarılar, kurlara da yansıdı ve dolar gün içinde (5 Aralık 2018) 5,45 TL seviyesini test etti.
  • Merkez Bankasının yayımladığı “2019 Para ve Kur Politikası Raporu” ile Hazine ve Maliye Bakanlığının para politikasında sıkı duruşun devam edeceğine yönelik açıklamasının ardından düşüş eğilimine giren dolar günü 5,32 seviyesinde kapattı. 5,3100 destek seviyesini test ettiği görülen kurun yeni destek noktası ise 5,3730 TL. Bunun test edilip hareketin yukarı yönlü devam ettiğinin görülmesi halinde, 5,4000, 5,4175, 5,4250 ve 5,4500 direnç seviyeleri takip edilebilir.
  • Ekonomi analistleri özellikle 5,4250 bölgesinin olası yukarı yönde kırılımı durumunda, sert yükselişlerin mümkün olabileceği yorumunu yapıyorlar. 5,3710 direnç bölgesi altında kalması halinde ise geri çekilmelerin 5,35 – 5,30 seviyeleri arasını yeniden test etmesi muhtemel görünüyor.
  • Uzmanlar, özellikle güçlü destek seviyesi olan 5,30 bölgesinden aşağı yönde bir kırılım durumunda ise satışların tekrar artacağı ve 5,25 – 5,2375 bandının söz konusu olabileceği yönündeki tahminleri paylaşıyor.
  • Aralık ayı boyunca ve yeni yılın ilk günlerinde günbegün açıklanacak olan ekonomik veriler, yatırımcılar tarafından dikkatle takip edilmeli. Açıklanması beklenen en önemli ve hem enflasyon hem de kur üzerinde en etkili olan veriler ise, 12 Aralık’taki FED ve 13 Aralık’ta da Merkez Bankası toplantılarından çıkacak sonuçlar.
  • Küresel ekonomilerde doların baskın para birimi olmasının sorgulandığı, Trump’ın başlattığı ekonomik savaş karşısında Avrupa ve Asya ekonomilerinde dolara alternatif bir para birimi arayışlarının hızlandığı şu günlerde, verileri ve analizleri iyi okumadan, nereden çıktığı belli olmayan spekülasyonlara dayalı alımlar yatırımcıyı hayal kırıklığına uğratabilir.
  • Ekonominin okulunu okumuş uzmanların bile yatırım tavsiyesi vermekten kaçındığı hatta kendi yatırımlarına bile nasıl yön vereceklerini kestiremedikleri bir dönemde, parasını katlamak ya da borçlarını ödemek için dolara yatırım yapmayı düşünen bireysel yatırımcılara, spekülasyonlara kapılmamalarını özellikle tekrar hatırlatmak isteriz. Her yatırım tavsiyesi, herkes için aynı avantajları taşımaz. Eğer piyasalar hakkında bilginiz yoksa, paranın nelerden etkilendiğini, nelere ve nasıl tepki verdiğini bilmiyorsanız, küçük birikimlerinizi riske atmayın. Eğer imkanınız varsa mutlaka bir yatırım danışmanlığı hizmeti alın. Alamıyorsanız, alanında söz sahibi ekonomistlerin, güvenilirliği tartışma götürmeyen akademisyenlerin ve ekonomi yazarlarının analizleri sizin için eğitici ve yol gösterici olabilir.

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.